SIKÇA SORULAN SORULAR

ESANSİYEL YAĞ ASİDİ NE ANLAMA GELİR?

Yağ asitleri yağları meydana getiren, karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan moleküllerdir. Esansiyel yağ asidi tanımı ise vücudumuzda sentezlenmeyen yağ asitlerini anlatmaktadır. Esansiyel yağ asitleri vücudumuzdaki hücreler tarafından sentezlenmez. Bu nedenle bu moleküllerin koruyucu ve faydalı etkilerinden yararlanmak için dışarıdan alınması gereklidir.

DOYMUŞ YAĞ, DOYMAMIŞ YAĞ NEDİR?

Yağ asitleri karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinin uzun zincirler oluşturmasıyla meydana gelir. Her yağ asidinin moleküler yapısı birbirinden farklıdır.
Bu fark, yağ asitlerinin fiziksel ve kimyasal olarak farklılaşmasına olanak sağlar.
• Doymuş yağlar oda koşullarında katı olarak nitelendirdiğimiz yağları oluştururlar. (Ör: tereyağ)
• Doymamış yağlar ise oda koşullarında sıvı olan yağları oluştururlar. (Ör: zeytinyağı, balık yağı)

OMEGA 3 / OMEGA 6 DENGESİ NEDİR?

Vücut fonksiyonlarımızın sağlıklı devamlılığı ve enerji ihtiyacımız için yağlara ihtiyacımız vardır. Ancak yağları oluşturan yağ asitlerinin belli bir denge içerisinde olması gereklidir.
Bu denge Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri için de geçerlidir. Çok eski tarihlerde insanların beslenme alışkanlıklarıyla paralel Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri denge içerisinde ve yaklaşık olarak 1:4 oranındayken günümüzde beslenme alışkanlıklarının değişip, sebze ve balık yönünden zayıf beslenilmesi, batı tipi beslenmeye karşı aşırı ilgi, fast-food gıdaların fazla tüketimi sonucu Omega 3 / Omega 6 oranı 1:30-50’lere kadar yükselmiştir. Beslenme alışkanlıklarının değişmesine bağlı Omega 3 / Omega 6 dengesinin bozulması sonucunda ise bir çok inflamasyon kaynaklı ve kronik hastalık kaçınılmaz olmaya başlamıştır.

OMEGA 3 YAĞ ASİTLERİ HANGİ GIDALARDA BULUNUR?

ALA (Alfalinolenik asit): 18 karbonlu Omega 3 yağ asididir. Özellikle keten tohumu, ceviz ve yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur.
EPA (Eikosapentaenoik asit): 20 karbonlu Omega 3 yağ asididir. Deniz canlılarında, özellikle de balık yağında bol miktarda bulunur.
DHA (Dokosaheksaenoik asit): 22 karbonlu Omega 3 yağ asididir. EPA ile birlikte deniz canlılarında ve balıkta bol miktarda bulunur.

Ancak bilinmesi gereken önemli bir nokta; ALA’nın vücudumuzda faydalı etkiler ortaya koyabilmesi için öncelikle EPA ve DHA’ya dönüşmesi gerekir. Bu dönüşüm de sınırlı düzeyde olduğu için sadece ALA kaynaklı beslenmek günlük Omega 3 ihtiyacının karşılanmasında yeterli olmayabilir. Üstelik günlük almanız gereken EPA ve DHA miktarından 4-5 kat fazla ALA tüketmenizi gerektirecektir. Bu nedenle en önemli Omega 3 kaynağı EPA ve DHA içeren balık yağıdır.

OMEGA 3 TAKVİYELERİNE YAŞAMIN HANGİ DÖNEMLERİNDE İHTİYAÇ VARDIR?

Omega 3 yağ asitleri ihtiyacı anne karnında başlayarak tüm yaşam boyunca devam eder. Özellikle gebeliğin 6. ayından itibaren hızla gelişen beyin ve görme sistemi için bir çeşit Omega 3 yağ asidi olan DHA önemli bir takviyedir. Vücudumuzda sentezlenmediği için kalp, damar, göz, beyin ve eklem sağlığı için yaşam boyu dışarıdan takviye edilmelidir.

GEBELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE NEDEN OMEGA 3 ALMALIYIM?

Özellikle anne karnında başlayan ve emzirme dönemi boyunca da devam eden beyin ve göz gelişimi için Omega 3 yağ asitlerinden EPA ve DHA’ya ihtiyaç vardır. Beyinde ve retinada en yüksek miktarda bulunan uzun zincirli doymamış yağ asidi DHA’dır. Bu nedenle bu gelişim için Omega 3 yağ asidi takviyesi çok önemlidir. Annenin düzenli Omega 3 takviyesi alması bebeğin nörolojik gelişimini yakından ilgilendirmektedir.
Gebelik ve emzirme döneminde Omega 3 kullanımı hem anne sağlığı hem de bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. Anne Omega 3 yağ asitlerini yeterli düzeyde alamıyorsa; hem fetüs gelişiminde aksaklıklar ortaya çıkabilmekte hem de anneden bebeğe olan Omega 3 transferinden ötürü annenin Omega 3 depoları tükenmektedir.
Gebelik ve emzirme dönemindeki Omega 3 ihtiyacı haftada iki kez balık yiyerek ya da Omega 3 içerikli gıda takviyeleri kullanılarak giderilebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta yenilen balığın temiz sulardan elde edilmiş olup olmadığıdır. Aksi takdirde balığın içermiş olduğu ağır metaller vücutta birikim yaparak ciddi hastalıklara neden olabilmektedir.

YAZIN BALIK YAĞI TÜKETMEMDE BİR SAKINCA VAR MIDIR?

Omega 3’ler balıktan iki şekilde elde edilir; ya balığın karaciğerinden, ya da balığın sırt ve gövdesindeki yağlardan. Balığın karaciğerinden elde edilen yağlar yüksek oranda A ve D vitaminlerini içerir. Bu vitaminler yeterli miktarlarda alındığında vücut için gerekli vitaminlerdir ancak yazın uzun süreli kullanımlarda aşırı A ve D vitamini yüklenmesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Diğer yandan balığın gövdesinden elde edilen yağlar ise, A ve D vitaminlerini içermediği için yaz-kış ara vermeden güvenle kullanılabilir. Unutmayın sağlıklı bir yaşam için Omega 3 ihtiyacı yaz-kış devam etmektedir.

OMEGA 3 TAKVİYELERİ DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİME GİRER Mİ?

Omega 3 yağ asitlerinden EPA ve DHA’nın kan sulandırıcı etkisi bulunmaktadır. Bu etki kanın damarlarda daha tortusuz akmasına yardım eder. Bu sayede birçok kalp-damar hastalığına karşı koruyucu ve tedavi edici etki gösterir. Omega 3’lerin bu etkisinden ötürü, kan sulandırıcı etkide ilaç kullanan hastalar hekimlerine danışarak uygun dozlarda Omega 3 takviyesi kullanabilirler.

OMEGA 3 TAKVİYELERİ KİLO ALDIRIR MI?

Omega 3 takviyeleri kilo aldırmaz. Bir kapsüldeki kalori değeri yaklaşık 10-20 kcal'dir. Omega 3 yağ asitlerinin karbonhidratları yağa dönüştüren enzimleri inhibe ettiği bir çok çalışma ile desteklenmiştir. Omega 3 takviyeleri günümüzde diyet listelerinin üst sıralarında yer almaktadır.

OMEGA 3 YAĞ ASİTLERİNİ YETERİ KADAR ALMAZSAK NE OLUR?

Yukarıda da bahsedildiği gibi Omega 3 yağ asitlerinin Omega 6 yağ asitleri ile denge içerisinde olması gerekir. Aksi takdirde vücudumuzda egemen olan Omega 6 yağ asitleri birçok dejeneratif hastalığa yol açabilir. Omega 3 yağ asitlerinin koruyucu etkilerinden yararlanmak için düzenli Omega 3 alımına dikkat edilmelidir. Unutmayınız ki, Omega 3 yağ asitleri vücudumuzda sentezlenmez bu nedenle dışarıdan alınmalıdır.

BALIK YAĞI ÜRÜNLERİNE NEDEN E VİTAMİNİ EKLENİR?

E vitamini antioksidan aktivitesi en güçlü doğal maddelerden biridir. Balık yağı oksijenle karşılaştığında hızlıca okside olabilecek hassasiyettedir. Okside olan balık yağında hücrelere zarar veren serbest radikallerin üretimi gerçekleşir, yağ asidi molekülleri artık faydalı olmayan farklı formlara dönüşür. Bu zararlı etkilerin ortaya çıkmaması için balık yağı takviyelerine doğal ve güçlü bir antioksidan olan E vitamini eklenir.

BALIK YAĞI ÜRETİMİNDE MOLEKÜLER DİSTİLASYONUN ÖNEMİ NEDİR?

Balık yağı, balığın çeşitli bölgelerindeki (gövdesi, sırtı, karaciğeri vb.) yağların ekstrakte edilmesiyle elde edilir. Balık yağı ambalajlanıp tüketicinin kullanımına sunulana kadar bir seri işlemden geçer. Bu işlemlerle, ekstrakte edilen yağdaki tüm kontaminantlar (ağır metaller, dioksinler vb.), balık yağından ayrıştırılması istenilen organik bileşenler ve diğer yağ asitleri uzaklaştırılır.
Süreç sonucunda moleküler distile edilen balık yağının; Beslenme Konseyi (CRN), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi sıkı kalite standartları belirleyen kurumların belirlemiş olduğu analiz değerlerine ulaşması beklenir.

BALIK YAĞI ÜRETİMİNDE ORTAMDA OKSİJEN OLMASI NEDEN TEHLİKELİDİR?

Balık yağı, balığın çeşitli bölgelerindeki (gövdesi, sırtı, karaciğeri vb.) yağların ekstrakte edilmesiyle elde edilir. Balık yağı ambalajlanıp tüketicinin kullanımına sunulana kadar bir seri işlemden geçer. Balık yağının tüm organik ve zararlı (ağır metaller, PCBs, dioksinler vb.) bileşenlerinden ayrıştırılması, saflaştırılması, tat, koku ve görünümünün iyileştirilmesi esnasında ortamda bulunan oksijen gazı, yağ asidi moleküllerinin hızlıca okside olmasına neden olmaktadır. Oksijene maruz kalan yağ asitleri serbest radikal üretmeye başlarlar. Bu nedenle balık yağı üretim süreci boyunca oksijenden kaçınılması kritik önem taşır.

OMEGA 3 TAKVİYELERİ İLE AĞIR METALLERE MARUZ KALIR MIYIM?

Balıklardan elde edilerek piyasaya sunulan birçok balık yağı markası vardır. Burada dikkat etmemiz gereken nokta öncelikle balık yağının nasıl bir üretim sürecinden geçtiğinin bilinmesidir. Tüm kontaminantlarından (ağır metaller, dioksinler vb.) limit değerleri karşılayacak yeterlilikte ayrıştırılması belgelenebiliyor olmalıdır. Beslenme Konseyi (CRN), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi sıkı kalite standartları belirleyen kurumların belirlemiş olduğu analiz değerleriyle uygunluk gösteren Omega 3 takviyelerini tüm aileniz için güvenle tercih edebilirsiniz.